Birleşik Krallık Transit Yolculara Uyguladığı Vergiyi Düşürdü, Doğrudan Gelen Yolcular İçin Giriş Ücretini Korudu

Birleşik Krallık Transit Yolculara Uyguladığı Vergiyi Düşürdü, Doğrudan Gelen Yolcular İçin Giriş Ücretini Korudu

Birleşik Krallık Transit Yolculara Uyguladığı Vergiyi Düşürdü, Doğrudan Gelen Yolcular İçin Giriş Ücretini Korudu

Birleşik Krallık, uluslararası bağlantılı uçuşlarda ülke üzerinden seyahat eden yolculardan daha önce alınan 10 sterlinlik ücreti kaldırma kararını açıkladı. Bu değişikliğin havacılık sektörü üzerinde, özellikle de büyük ölçüde transit yolculara bağımlı olan havayolları ve havalimanları için önemli bir etkisi olması beklenmektedir.

Transit Yolcu Vergisinin Arka Planı

Artık yürürlükten kaldırılan uygulama kapsamında, diğer uluslararası varış noktalarına giderken Birleşik Krallık'tan geçen yolcuların Elektronik Seyahat İzni (ETA) programının bir parçası olarak 10 Sterlinlik bir ücret ödemeleri gerekiyordu. Sınır güvenliğini arttırmaya yönelik bir tedbir olarak uygulamaya konulan bu ücret, ilk olarak 15 Kasım 2023 tarihinde Katar'dan gelen yolcular için uygulanmaya başlandı. Takip eden aylarda, uygulama 22 Şubat 2024 itibariyle Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Suudi Arabistan, Umman ve Ürdün'den gelen yolcuları da kapsayacak şekilde genişletildi.

8 Ocak 2025'te ETA zorunluluğu Avrupa dışındaki tüm ülkeleri kapsayacak şekilde genişletildi ve 2 Nisan 2025 itibariyle Avrupa ülkelerinden gelen vatandaşların da Birleşik Krallık'a giriş için ETA almaları gerekecek. Ancak, transit yolcular için verginin kaldırılmasıyla birlikte, artık yalnızca son varış noktası olarak Birleşik Krallık'a gelen yolcular 10 sterlinlik ücrete tabi olacaktır.

Transit Yolcular Üzerindeki Etkisi

Aktarmalı seyahat eden yolculardan ücret alınmaması yönündeki bu karar, Heathrow ve diğer büyük Birleşik Krallık havalimanlarını uluslararası transit merkezi olarak kullananlar için sevindirici bir gelişme. Heathrow'un yolcularının yaklaşık %30'unu transit yolcular oluşturduğu için vergi daha önce havayolları ve havaalanı yetkilileri arasında endişelere yol açmıştı.

Vergiyi eleştirenler, yolcuları transit yolculara benzer ücretler uygulamayan Amsterdam, Frankfurt ve Paris gibi diğer Avrupa merkezlerine yönlendirebileceğini savunuyordu. Bu alternatif havalimanları, yolcuların Birleşik Krallık üzerinden uçmanın ek maliyetinden kaçınmak istemeleri nedeniyle fayda sağlamıştır.

Doğrudan Gelen Yolcular için Devam Eden Giriş Ücreti

10 Sterlinlik transit ücreti kaldırılmış olsa da, Birleşik Krallık hükümeti aynı ücretin nihai varış noktası Birleşik Krallık olan yolcular için de geçerli olmaya devam edeceğini teyit etti. Hükümetin resmi internet sitesinde belirtildiği üzere, doğrudan Birleşik Krallık'a gelen yolcuların ETA başvurusunda bulunmaları ve gelecekte 16 sterline yükselebilecek olan 10 sterlinlik ücreti ödemeleri gerekecek.

İngiliz ve İrlanda vatandaşları ETA zorunluluğundan muaftır, ancak Nisan 2025'ten sonra Avrupa ülkelerinden gelenler de dahil olmak üzere diğer tüm yolcuların Birleşik Krallık'a girmek için ETA almaları gerekmektedir. Özellikle, Birleşik Krallık'a girmek için zaten vizeye ihtiyaç duyan Türk vatandaşları ETA ücretine tabi değildir.

ETA Programı için Hükümetin Gerekçesi

Birleşik Krallık hükümeti ETA programını sınır güvenliğinin arttırılması için hayati bir araç olarak savunmaktadır. Yetkililer, programın Birleşik Krallık'tan transit geçiş yapan ya da Birleşik Krallık'a gelen kişilerin daha etkin bir şekilde izlenmesine olanak sağladığını savunuyor. British Airways ve Virgin Atlantic gibi havayolu şirketlerinin yanı sıra Heathrow Havalimanı'ndan gelen eleştirilere rağmen hükümet, sınır kontrollerinin sağlam bir şekilde sürdürülebilmesi için bu tedbirin gerekli olduğu konusunda ısrar ediyor.

Sektörün Tepkileri ve Ekonomik Etkiler

Transit yolcu vergisinin kaldırılmasının Heathrow ve diğer Birleşik Krallık havalimanlarında faaliyet gösteren havayolu şirketleri üzerindeki mali baskıyı hafifletmesi bekleniyor. Vergiden büyük ölçüde etkilenen iki havayolu şirketi olan British Airways ve Virgin Atlantic, uluslararası yolcuları çekmenin önündeki potansiyel bir engeli ortadan kaldırdığı için kararı memnuniyetle karşıladı.

Ancak bazı sektör analistleri ETA programının uzun vadeli etkinliği konusunda kuşkularını sürdürüyor. Doğrudan gelenler için 10 sterlinlik ücretin uygulanmaya devam etmesinin, özellikle Avrupalı rakiplerin daha uygun maliyetli alternatifler sunması nedeniyle, turistleri ve iş amaçlı seyahat edenleri Birleşik Krallık'ı bir varış noktası olarak seçmekten caydırabileceğini savunuyorlar.

Gelecekteki Gelişmeler

Hükümetin transit geçiş ücretini düşürme kararı, havacılık sektörünün COVID-19 salgınının zorluklarını atlatmaya devam ettiği kritik bir dönemde geldi. Uluslararası seyahatlerin yeniden canlanmasıyla birlikte Birleşik Krallık, küresel bir havacılık merkezi olarak konumunu korumak istiyor.

ETA programı, kapsamını genişletme ve ücret yapısını potansiyel olarak ayarlama planlarıyla gelişmeye devam edecek. Şu an itibariyle, doğrudan varışlar için 10 sterlinlik ücret devam etmektedir, ancak 16 sterline çıkarılması önerisi halen değerlendirilmektedir. Bu değişikliklerin yolcu sayıları, havayolu gelirleri ve Birleşik Krallık turizm sektörünün geneli üzerindeki uzun vadeli etkisi yakından izlenecektir.

Önemli Çıkarımlar

  • Birleşik Krallık, ETA programı kapsamında 10 sterlinlik transit yolcu ücretini kaldırarak Birleşik Krallık havalimanları üzerinden aktarma yapan yolcuların üzerindeki mali yükü hafifletti.
  • 10 sterlinlik ücret Birleşik Krallık'a doğrudan varışlar için geçerli olmaya devam ederken, gelecekte bu ücretin 16 sterline yükselme ihtimali bulunuyor.
  • İngiliz ve İrlanda vatandaşları ETA zorunluluğundan muaf tutulurken, Nisan 2025'ten itibaren Avrupalılar da dahil olmak üzere diğer yolcuların giriş için ETA almaları gerekiyor.
  • Kararın Birleşik Krallık'ın önemli bir transit merkezi olarak konumunu güçlendirmesi bekleniyor, ancak devam eden ücretlerin doğrudan varışlar üzerindeki etkisi konusunda endişeler devam ediyor.

Bu değişikliklerle Birleşik Krallık, sınır güvenliğini arttırmak ve küresel bir seyahat destinasyonu olarak cazibesini korumak arasında bir denge kurmayı amaçlıyor.